Ana içeriğe atla

Hayret ettiğim konulardan biri

Her zaman sosyal medya hesaplarımdan ara ara ayet paylaşırım ya da Allah'ın varlığını birliğini anlatan konuları anlatırım. Fakat yeni farkettim; bazen özellikle de ayet paylaşmamdan rahatsız olan bir kesim insan oluyor. Bu insanların Müslümanım demesi ve ayet bilmemesi ise beni hayrete düşürüyor. Üstelik ayet bilmemesine ama ayeti okumasına rağmen ayeti değil de kendi mantığını doğru buluyor. Ve bu mantığı ayetten üst tutuyor haşa. Bu ne kadar yanlış! 

Halbuki her insanın kendi mantığı olabilir. Bu durumda birden fazla mantık çıkabilir. Mantıklara göre din yaşayacak olursak bu sefer tek bir din değil birden fazla din olacaktır. Ama İslam tek bir din ve tek bir Kitabı var o da Kuran. Ve Kuran apaçık ayetlerle Kendisini açıklıyor. Bu durumda Müslümanım diyen her insanın Kuran'a uyması mı makul yoksa kendi geleneklerini, kültürlerini ve hatta mantıklarını İslam diye yaşamaları mı makul?

  • Bakara, 99.   Andolsun Biz sana apaçık ayetler indirdik. Bunları fasıklardan başkası inkar etmez.
  • Kehf, 54 .    Andolsun, bu Kur'an'da insanlar için Biz her örnekten çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsan, herşeyden çok tartışmacıdır.
  • Bakara, 170-171 .    Ne zaman onlara: "Allah'ın indirdiklerine uyun" denilse, onlar: "Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız" derler. (Peki) Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler? İnkar edenlerin örneği bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyip (duyduğu veya bağırdığı şeyin anlamını bilmeyen ve sürekli) haykıran (bir hayvan)ın örneği gibidir. Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bundan dolayı akıl erdiremezler.
Müslüman; okuyan, araştıran, en önemlisi Kuran ayetlerini derinlemesine anlamak için sürekli Allah'a dua eden, aklının-bilgisinin-imanın derinleşmesini Allah'tan isteyen, durağan olmayan sürekli kendisini güzel ahlakta geliştirmek isteyen, kendisini yeterli görmeyen bir bireydir. Bundan dolayı kendi geleneği de olsa kültürü de olsa Kuran' a karşı gelmez.

  • Tevbe, 109 .    Binasının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluğa hidayet vermez.

Bu durum da diğer insanları memnun etmek için yaşamak mı makul yoksa sadece ve sadece Allah'ı razı etmek O'nun sevdiği kullardan olabilmek için yaşamak mı makul?

Son olarak insanlar da çok ama çok önem vereceğimiz noktanın o insanların takva sahibi, güzel ahlak sahibi olup olmadıkları; Allah'ı çok sevip sevmedikleri; her yaptıkları işde nefislerinin mi yoksa Allah'ın rızasını kazanma niyetlerinin-amaçlarının olup olmaması olduğunu düşünüyorum. 

İnsanların şekline şemaline ya da kıyafetine, saçına başına takılmak yerine güzel ahlakta (bknz. Ali İmran, 104) olup olmadıklarına daha çok takılmak gerekir. O insan hayatını Allah'a adamış mı adamamış mı buna bakmak gerekir.

  • Araf Suresi, 26 .    Ey Ademoğulları, Biz sizin çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve size 'süs kazandıracak bir giyim' indirdik (var ettik). Takva ile kuşanıp-donanmak ise, bu daha hayırlıdır. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler.
  • Hucurat Suresi, 13 .    Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Farkında mıyız?

Dünyanın çivisi çıkmış gibiydi ama 2020 yılında bu bir çok insan tarafından daha da çok hissedildi.  Her tarafımız belalarla, zorluklarla çevrili.  İnsanları nefessiz kalmakla sınayan salgın hastalıklar, depremler, yeryüzüne düşen göktaşları, yanı başımızda olan bir ülkede senelerdir süren savaş, Myanmar da  yaşama, kimlik sahibi olma gibi  en temel hakları bile ellerinden alınan  Müslümanlar, sevgisizlik ve Darwinist zihniyet sonucu ölen insanlar, kıskançlıktan dolayı fitne çıkarıp oyun oynayan insanlar ve  bunun gibi daha bir çok ahir zamanda olduğumuzu gösteren olaylar.. Ahir zaman zorluklarla, korkulu gibi görünen olaylarla dolu ama yine de zorluklarla beraber kolaylıklar da var. Düşünün; şiddetli gök sarsıntıları, yıldırımlar, seller, depremler, gök taşlarının dünyaya düşmesi, yangınlar, salgın hastalıklar, savaşlar hepsi aynı anda oluyor. Böyle kıyamet gibi bir ortamın içindesiniz.. Ne hissederdiniz? Müthiş bir korku. Ölümün size yaklaştığını düşünmez miydiniz? Fakat Allah o kada

Mağara Adamı Var Mıydı? Kandırıldık mı!

Garip hırıltılar çıkarıp konuşamayan, vahşi, gelişmemiş, taşı taşla yontan, ilkel mağara insanları gerçekten tarihte var olmuş mudur? Yoksa uydurulmuş bir yalan mıdır? Madde ve evrenin başlangıcı olmadığını, ezeli olduğunu öne süren materyalizm felsefesinin temelinde Yaratıcı'nın varlığını inkar etmek vardır. Evrenin her zaman var olduğunu ya da evrenin kendi kendine var olduğunu iddia etmek haşa Yaratıcı olmadığını söylemenin diğer bir yoludur. Temelde insanlık tarihinin de en ilkelden en gelişmişe doğru gittiğini telkin eden; ilkel insanın yaşam şeklini açıklayan mağara devri, taş devri gibi hayali dönemler uyduran materyalizm felsefesi ve Darwinizm neden gerçekle ilgisi olmayan bir yalandır? İlkel insan hiçbir zaman tarihte var olmamış, taş devri denen hayali bir dönem hiçbir zaman yaşanmamıştır . Bunu arkeoloji bilimin bize sunduğu bilimsel kanıtlarla inceleyelim. BAĞDAT PİLİ 2500 yıllık Bağdat Pili, 13 cm yükseklikte kilden yapılmış elektrik üretme kapasitesine